Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise, safi kazancın tespitinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin (1) numaralı bendinde; ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı ifade edilmektedir.
Ayrıca anılan Kanunun 40 ıncı maddesinin (7) numaralı bendinde; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların da safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılacağı hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
- 262 nci maddesinde, "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.",
- 269 uncu maddesinde, "İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir.
Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir:
1.Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı;
2.Tesisat ve makinalar;
3.Gemiler ve diğer taşıtlar;
4.Gayri maddi haklar.",
- 270 inci maddesinde, "Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satınalma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer:
1.Makina ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;
2.Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.
Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedelini ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler."
hükümlerine yer verilmiştir.
Ayrıca, 163 ve 334 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin iktisabında kullanılan krediler nedeniyle ödenen faizlerin iktisadi kıymetin maliyet bedeline eklenecek kısmı ile doğrudan gider yazılacak kısmının tespitinde uygulanacak esaslar açıklanırken, iktisadi kıymetin aktifleştirme işleminin gerçekleştiği dönemin sonuna kadar oluşan kısmının maliyetle ilişkilendirilmesi, aktifleştirildikten sonraki döneme ilişkin olanların ise maliyet bedeline eklenilmesi veya doğrudan gider yazılması hususunda mükelleflerin serbest oldukları belirtilmiştir.
Buna göre, özelge talep formunuzda belirtilen kuruluşlardan temin ettiğiniz kredinin belirli bir kısmı ile iktisap ettiğiniz taşıtın envantere dâhil edilmesi kaydıyla, kredinin taşıt alımında kullanılan kısmına ait faizin taşıtın iktisap tarihinden ilgili hesap döneminin sonuna kadar olan kısmının maliyete eklenmesi zorunludur. Bu tarihten sonra tahakkuk eden kredi faizleri (kredinin taşıt alımında kullanılan kısmına isabet eden) ile krediye ait masrafın taşıt alımında kullanılan tutara isabet eden kısmının ise maliyete intikal ettirilmesi suretiyle amortismana tabi tutulması veya doğrudan gider olarak muhasebe kayıtlarına intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, belirtilen kuruluşlardan temin ettiğiniz işletme kredisi ile iktisap ettiğiniz taşıtın işletmeye dahil olması ve işte kullanılması kaydıyla, kredinin taşıt alımına harcanan kısmına (85.000 TL) isabet eden faiz tutarının, iktisap tarihinden ilgili hesap döneminin sonuna kadar olan kısmının maliyete eklenmesi zorunludur. İktisaptan sonraki dönemlerde ödenen kredi faizlerinin ise maliyete intikal ettirilmesi veya doğrudan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca taşıt alımında kullanılan krediye ait masrafların da maliyete intikal ettirilmesi veya doğrudan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır
Ancak, mükelleflerin iktisaptan sonraki yıllarda ortaya çıkan kredi faizlerini, ilgili bulundukları yılda doğrudan gider yazma veya amortisman yoluyla itfa etme şeklindeki tercihlerini başlangıçta yapmaları gerekmektedir. Doğrudan gider yazma yolunun seçilmesi halinde ise daha sonraki yıllarda bu tür giderlerin sabit kıymetin maliyetine eklenerek amortisman yoluyla itfa edilmesi veya daha önce amortisman yoluyla itfa edilmekte iken sonradan doğrudan gider yazma yoluna gidilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.